Sayfalar

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Sihirli Kutu

Bakü İçerişehir
İnsan beyni dakika da ortalama 600 ila 700 kelime ile düşünür. Düşündüklerini insanlara sesli ifade ederken, bu 600 kelimenin anlamını içine alabilecek, en az ve anlaşılabilir kelimeleri bulmak zorunda. Bu nedenle de, bir nevi düşündüklerinin anlamı ister istemez kısıtlı kelimelere hapsolur. Bu yüzden, insan çoğu zaman düşündüklerini  asla tam anlamıyla ifade edemediğini  hisseder. Hatta, çoğu sanat dalının çıkış nedeni budur. İnsanın  kendini değişik yollardan ifade edebilme çabasıdır. Bu konuda başarılı olduğuna inansaydı eğer, sanat dalları hala gelişmeye devam etmezdi. Konuşan bir insanı dinleyebilme kapasitesi daha da kısıtlıdır. Bir sürü değişken etkene bağlıdır. O anda ki konsantrasyon, algılama şekli, yeri geldiğinde kelime kapasitesi, konuya olan ilgi, konuşmacıya olan duygusal yakınlık ve tabi bir de dinleyicinin dakikada ürettiği 600 kelimeyi geri plana atabilmesi vs. bu etkenlerin olumlu olduğu şartlarda bile. konuşulanı anlama kapasitemiz, karşıdakinin ifade kapasitesinden düşüktür. Hatta insan   altyapısına bağlı olarak,  anlatılanı kendi şifresine dönüştürerek anlar.  İletilmek istenen bilginin ilk hali ile karşıdakinin anladığı hal arasında çok büyük bir fark var. İnsan, karşıdakinin önyargısız, tamamen konsantre olarak dinlese bile, bu bilgiyi, beynin de kendi düşünceleri ile yoğurur .  Bilgi en son halini alır. İki insan konuşurken birinin anlatmak istediği ile karşıdakinin anlayabileceği arasında ,en az üç hal değişimi vardır.
   İnsanların kelime kapasitesi, kendini ifade etmekte çok önemli bir etkendir. Kelime kapasitesi az olan kişi, en basit ve görünen halde düşünür. Bunu daha da basit ve güncel kelimelerle ifade etmek için çırpınır. Sıkıştıkça, aynı kelimeleri cümle içerisinde yer değiştirerek kullanır. Bu şekilde farklı cümle kurduğunu ve daha iyi ifade edebileceğini düşünür ama başarılı olamaz. Oysa öyle kelimeler vardır ki, karşıda ki anlamını biliyorsa eğer, sihirli bir kutu gibidir ve içini açınca yüzlerce kelime çıkar içinden. Böylece az malzemeyle, çok anlam ifade edilebilir. İşte edebiyatta ki sihir de buradan gelir. Şiirde ki mucize. İnsanların sayfalarca kelimeyle anlatacakları duygular, bir iki kelimenin doğru şekilde yan yana gelmesiyle ifade edilebilir. Öyle cümleler vardır ki, her insana , her yaşta, her kapasite de farklı   anlamlar ifade edebilir.Ama bunu başarabilmek de ayrı bir yetenektir tabiî  ki.
        İletişim aslında imkansıza yakın derecede, zor bir iştir. Bir düşünce karşı tarafa geçerken bu kadar şekil değiştirir. Birbirinden bağımsız, bir çok faktörün, değişkenliğine bağlıdır. Bu nedenle de, insanlar kendilerini ifade etmek için, yıllarca değişik yollara başvurmuşlardır. Edebiyatın, şiirin, resmin ve daha bir çok sanat dalının çıkış nedeni; insanların kendi gibi düşünen, hisseden insanlara ulaşma ve paylaşma çabası veya kendini insanlara ifade etme çabasıdır.
    Dans aslında insanlar arası iletişim kavramını sembolize eden en güzel  sanat dallarından biridir. İki kişi farklı adımlar atar, birbirilerinin adımlarını izler ve  takip eder. Bu farkın birleşmesinden de kendine has bir hareket ortaya çıkar; Dans. İşte insanları mutlu eden de bunu başarabilmektir.
   İnsanlar herkesin kendi gibi olmasını beklemeden, farkları görerek, bu farklara saygılı ve uyumlu bir şekilde kendini ifade edebilmeli. Her bir insan, kendi içerisinde  o kadar geniş, zengin ve derin bir yapıya sahip ki. Bunu ortaya çıkarabilmeli. İçerisinde ki bu derinliği en mümkün olan şekilde ifade edebilmeli. Bunu yapabilmek için de iletişimin birçok dalını kullanabilmeli. Konuşurken daha zengin kelime kapasitesine sahip olmalı ki, içerisinde ki o zenginliği en güzel şekilde ifade edebilsin. İfade edileni algılayabilsin .Daha çok kelime kombinasyonu ile düşünebilsin. İnsanlarda ki bu kapasiteler daha üst seviyelerde paylaşabilmeli. Bu da ancak sağlıklı ve doğru iletişimle sağlanabilir.

3 yorum:

Tugce Ayhan dedi ki...

Aynen katiliyorum. Hatta bir cumle var ki cok acik dile getiriyor yazindakileri;
"Senin anlattiklarin karsindakilerin algilayisiyla kisitlidir."
Bundan yillar once okumustum. Yapilan bir arastirmada bir kari kocanin kavgasi videoya (gizli kamera) aliniyor. Sonra her iki tarafla ayri ayri gorusmeler yapilip karsi tarafin kavga esnasinda ne dedigi soruluyor. Calismanin sonucuna gore soylenenler aslinda gecen konusmalarin sadece %10 luk bir gercegini yansittigini cikariyor ortaya. Bu ne demek; beyin kulagin duydugunu degil, o kisinin duydugu anda algiladigi ve hissettigi seyleri kaydetmis! Cok ilginc degil mi?!

HAKAYDE dedi ki...

İnsanların anlaşması bir mucizeyse ,kadınla erkeğin anlaşabilmesi iki kat mucize zaten. Acaba herşey direk annlaşılsaydı nasıl bir dünya olurdu? sıkıcımı olurdu acaba:) Yoksa daha mı ileride olurduk.
Düşünülen A, söylenilen B, diğerinin duyduğu C, nladığı D. Devam edip gidiyor. İletişebilmek çok zor çookk...

sek güzeli dedi ki...

kelime dağarcığının çok önemli olduğuna inanıyorum, ayrıca şöyle bir durum var söylediğin kelimler onları kullanış biçimin karşındaki insanın ne derece hayatında örneğin bugün bir kurumun çıkışında kimliğimi almak için güvenlik görevlisinin yanına gidiyorum kimliğimi alınca teşekkür edip iyi mesailer dilerim diyorum ve gülümsüyorum, adam ne diyeceğini bilemedi bir an bir şeyler geveledi ve sustu, iyi günler kolay gelsin vs vs gibi kelimelerden ibaretti belki hayatı,bir kelimem karşında kalıyor

Yorum Gönder

Siteden yapılan alıntılar tek koşul altında izin kapsamındadır: Alıntı yapılmadan önce izin alınmalı,alıntı yapıldıktan sonra, sitenin adresi görünür ve okunur tarzda yazılmalıdır. İzinsiz ve kaynak belirtilmeden yapılan alıntılar, özellikle de yazıların başka isimler altında yazılmış gibi gösterilmesi,5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
 
Powered by Blogger