Sayfalar

4 Ağustos 2011 Perşembe

Babaların 0-3 bebekleri

Erkeklere sorsan baba olmak nasıl bir duygu. Zaten geneli ‘duygu ifade’ problemi yaşarlar, geri kalanlarının da değişik cevapları vardır. Kimine göre kafaya balyoz yemek gibidir, kimine göre hayatın ağırlaşması, kimine göre ‘sanırım büyümem gerek’ demek, kimine göre azmin zaferi, vs vs.  Aslında babalarla bebeklerin hep kıskanılacak bir enerji alışverişi olur. Fotoğraf çekmeyi seven ben olunca hakanla kayranın yüzlerce fotoğrafı oldu. Fotoğrafları ayırıyorum, anne-kayra 15 adet , baba-kayra 250 adet ‘bir dk ya bunda bir gariplik var ama ‘  diye isyan ediyorum ama takan kim. Geceleri oturup bazen saatlerce onların fotoğraflarına bakıyorum. Kayra doğdu saatlerce gözünü açamadı. Sadece, babası ilk gördüğünde ‘hoş geldin oğlum’ dedi  ve oğluşki yavaşça yorgun gözlerini araladı, babasına baktı ve tekrar yumdu. İnanılmaz kıskandım.
   
Bir de anne anne derler bence babalarla bebekler arasında keşfedilmemiş bir enerji var.
  Kadınlar duygularını ifade edebiliyor, etmek istiyor, paylaşmaya ihtiyaç duyuyor, yeri geldiğinde bas bas bağırıyor ama erkekler bunu yapamıyor. O kadar çok anne çocuk bloğu var ki ama babaların böyle bir şeye ihtiyaçları yok.
Babalar gününde fotoğraf yarışması düzenlendi. Ben fırsat bulup katılamadım ama çok istedim. Netten yarışmaya gönderilen fotoğraflara baktım. Yüzlerce fotoğraf var ve inanılmaz güzeller. Fotoğraflarda estetik ararsanız pek yok. Ama o aralarında ki enerjiler çok güzel yansımış fotoğraflara. Bebekler de değişik, babalar da ama o bakışmalarında ki duygu hep aynı bunu hissedebiliyorsunuz. Birbirlerine hayran hayran bakışmalarını.
     Genelde derler ki babalar kız çocuklarına düşkündür. Bu çoğu zaman doğru da olabilir ama 0-3 yaş arasında cinsiyet ayrımı olduğunu sanmıyorum. Ondan sonra zaten devreye kızların cilveleri giriyor ve baba bunlara kayıtsız kalamıyor, tabiî ki biraz kaymalar yaşanabiliyor. Aslında iş yine aynı yere geliyor. Kızlar kadar, erkeklerde düşkündür aslında babaya ama hani o ‘duygu ifade’ problemi var ya, işte yine o girer devreye. Gösteremezler. Anne kendini parçalar oğluna laf geçirmek için ama işe yaramaz, baba ilgisizde olsa küçük bir hareketi hemen harekete geçirir delikanlıyı.
  Karakter oluşumunda yeterlilik ve değerlilik diye iki kavram var. Değerlilik aldığı sevgiyle bağlantılı, yeterlilik ise övgüyle. Bu iki değer çocukta karakterin temellerini oluşturuyor. İşte bu noktada değerliliği 2 yaşına kadar anneden alıyor çocuk, sevildiğini  hissediyor. Fakat yeterliliği 6 yaşına kadar babadan alıyor. Her yaptığı şeyde babaya dönüp bakıyor aferin alacak mıyım diye. Babanın övgüsü ve verdiği ‘sen yeterlisin’ mesajı çocuktaki özgüveni oluşturuyor.
     Anne akşama kadar beraber belki bebekle ama çoğu genel ihtiyaçlarını karşılamakla geçiyor. Tabi annenin bilinci beraber geçen zamanın kalitesini de etkiliyor. Akşam baba geldiğinde kısıtlı bir süre görmesine rağmen, doğru şekilde iletişim kurabilirse eğer, annenin bütün gününe eşdeğer bir etki sağlayabiliyor. İnsanın doğası, uzakta olan kıymetlidir her zaman.
  Bebekler babaların göğsünde uyumayı seviyor, çünkü erkeklerin kalp atış hızı kadınlara göre yavaş olduğu için onları rahatlatıyor. Onlarla oynamayı seviyorlar çünkü anne gibi endişelenmeden gerçekten eğlenerek oynuyorlar. Alışverişi seviyorlar, çünkü her dediklerini ikilemeden alıyorlar. Yemek yemediklerinde  ‘bırak yemesin demek ki aç değil, acıkınca yer diyorlar’  Bebekler babalarında , annelerinin sevmediği rahatlığı ve endişesizliği seviyorlar.
 Ben de babaların o iri gövdeleri ve güçlü kolları arsındaki küçük bebek fotoğrafını seviyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder

Siteden yapılan alıntılar tek koşul altında izin kapsamındadır: Alıntı yapılmadan önce izin alınmalı,alıntı yapıldıktan sonra, sitenin adresi görünür ve okunur tarzda yazılmalıdır. İzinsiz ve kaynak belirtilmeden yapılan alıntılar, özellikle de yazıların başka isimler altında yazılmış gibi gösterilmesi,5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
 
Powered by Blogger