Sayfalar

17 Mart 2012 Cumartesi

Veda

Kendimi bildim bileli yazmayı severim. Hatta ilk hayâli kahramanlarım defterim ve kalemlerim oldu. İlkokulda hayatımın ilk günlüğüne  “Sevgili günlüğüm, bugün okulda ki kompozisyon yarışmasında birinci oldum. Öğretmen bana bir kalem hediye etti, hem de silgili. Şimdi sana bu kalemle yazıyorum. Yoksa kıskandın mı? Kıskanma seni de seviyorum ama kalemim de çok güzel, hem de silgili”  diye yazmışım. Benim için ne kadar değerli ve kırılgandı onlar. Bir yandan defterimin üzülebileceğini düşünüyor diğer taraftan da kalemimin sevincini paylaşmaya çalışıyordum. O kadar canlıydılar ki benim için. Onlar  arkadaşımdı.

Baküye geldiğimizde çalışma hayatına mecburi mola vermiştim. Aradaki enerji farkını eğitimle kapatmak istedim. Kayra doğana kadar da bir çok alanda kısa süreli eğitimler aldım, yeteneklerimi sınadım, enerjimi değerlendirdim, beynimin tembelleşmesini engelledim, farklı insanlar tanıdım, kendime çok şey kattım. Kayra doğduktan sonra ise farklı bir rolle yepyeni bir hayata başladım. Dışarıda daha dingin, içeride derin ve karmaşık.

Ben kadınların,  kendilerini silmeden anne olmaları taraftarıyım. Hayatlarının bir köşesinde mutlaka beslenme kanalı bırakmak zorunda olduklarını düşünüyorum.
 Bebek anne karnında ve hatta ilk altı ay dışarıdan direkt olarak beslenemiyor, besin ve kan akışı anneden geliyor. Kadın bebeğinin iyi beslenmesi ve sağlıklı olması için kendine bakmak zorunda. İşte bu mantık hayatta da geçerli. Aynı şekilde kadın yaşamda da beslenme kanalını açık tutmalı ki çocuğunu sağlıklı büyütebilsin.

Ben de bu mantıkla evde ne yapabileceğimi düşünürken Hakan yazabileceğimi söyledi. Diğer taraftan da devamlı anne çocuk bloglarını geziyordum. Ben de böyle bir blog açabilirim ve Kayrayla ilgili öğrendiklerimi aktarabilirim diye düşündüm. Böylece kendime ait kelimelerimi insanlarla paylaşabileceğim bir alan yaratmış oldum. Kayrayla birlikte dünyaya küçük bir pencere açmış oldum. Bu ara sıra benim nefes almamı da kolaylaştırdı.

Satırlar kimi zaman bunaldığımda kaçtığım bir köşe oldu, kimi zaman mutluluğumu paylaştığım bir dost. Kafamı karıştıran konulara, düşündüren kavramları, öğrendiğim bilgileri, kızgınlıklarımı kelimelerimle paylaşmayı sevdim.

Ben çoğu zaman bloğuma evimin bir köşesi gözüyle baktım. Bu mantıkla anlatmam gerekirse de şu anda bulunduğumuz dairede  (www.deyyan.blogspot.com) misafirdik bugüne kadar. Blogger bizi güzel ağırladı. Çok büyük problemler yaşamadık fakat  hayalimde hep kendi evime (sayfama) geçmek vardı. Hatta bu ortaokul liseden gelen bir hayaldi desem yalan olmaz. Ara sıra adımın internet adreslerine bakardım hepsi de alınmıştı. Ümidimi kaybettiğim bir nokta da Hakan sürpriz yaparak istediğim evi (kendi adıma internet adresi) satın aldı.

Günlerce hatta bir aya yakın bir süre mobilyasına ( sayfa tasarımına) baktım. En sonunda yine ilk tasarımın bizi ifade ettiğine karar verdim ve aynısını buldum, aldım. Yerleştirdim. Sonra eşyaları ( yazıları ve fotoğrafları) taşıdım, tek tek düzenlemeye çalıştım. Daha önce bu işi yapmadığım için bazen küçük problemler benim günlerimi aldı. Araştırdım, denedim, yardım istedim ve sonunda hallettim.

Arkadaşlarıma gösterdim “Bir şey değişmemiş ki sen ne için uğraştın” dediler. Önce moralim bozuldu. Aylardır ince ince uğraştığım çabam görünmüyordu. Sonra fark ettim ki hayatta sarf edilen her çaba değişim için değil, kimi zaman var olanı korumak içindir. Bunu fark etmeyen nice kişi “çalışıyorum, olmuyor” diye elindekini bırakıp, bulunduğu konumdan çok daha geriye gitmiştir. O anda gülümsedim “Eğer bir fark yoksa şimdilik başarmışım demektir”.

Kendi kendime hedef koydum; “Bloğumun giriş sayısı 20.000 olduktan sonra taşınmak istiyorum” dedim ve dün bu sayıya ulaştık. Artık sizi yeni evime davet edebilirim. Adres www.deyyan.com .Yeni taşındığımız için ve çocuklu olduğumuz için ufak tefek eksiklerimiz olabilir yavaş yavaş halledeceğiz inşallah.

Yazmak benim hayattan beslenme kanallarımdan bir tanesi. Teknoloji sayesinde bunları paylaşabiliyorum ve muhafaza edebiliyorum. İlerde ben olsam da olmasam da Kayra bunları okuyacak ve kendi hakkında, bizim hakkımızda ve hayat hakkında birçok şey öğrenecek. Ona bırakabileceğimiz miras ancak bu kelimelerdir.



2 yorum:

zerka dedi ki...

kekimi, böreğimi yaptım, hayırlı olsun'a geliyorum:)
ben kolay kolay büyük değişiklikler yapamam, bir hırkayı değiştirmekte bile zorlanırım:)o yüzden bence, site bu haliyle gayet iyi olmuş, çok değişince bir yabancılaşma oluyor, alışma süresi falan, böyle iyi:)kategorilerin olması da iyi olmuş.
güle güle otur, güle güle yaz diyelim öyleyse:)

HAKAYDE dedi ki...

Buyrun efendim, heyecanla bekliyorum sizi:) O kadar tuhaf oldu ki aslında bu şablon işi. Bana önce eski şablon olmaz dediler ve ben bir ay bine yakın şablon taradım eskisine en yakını bulmak için sonunda aynısına şans eseri denk geldim:) Bu sefer de acaba değiştirsem mi diye düşündüm:) Sonra senin hırka hesabı değiştiremedim:) Kategorileri ayırmayı daha tam başaramadım ama yavaş yavaş devam ediyorum.
Çok teşekkür ediyorum:)

Yorum Gönder

Siteden yapılan alıntılar tek koşul altında izin kapsamındadır: Alıntı yapılmadan önce izin alınmalı,alıntı yapıldıktan sonra, sitenin adresi görünür ve okunur tarzda yazılmalıdır. İzinsiz ve kaynak belirtilmeden yapılan alıntılar, özellikle de yazıların başka isimler altında yazılmış gibi gösterilmesi,5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
 
Powered by Blogger