Sayfalar

2 Kasım 2011 Çarşamba

Kokulu Kelimeler...

     Bazı kelimeler vardır, arkasından diğerlerini de sürükler getirirler. Hepsi birleştiğinde ise kelimeler yok olur, yerlerine güzel bir resim gelir. Fonda hafif bir ses, burnunuzda ise kelimelerin kokusu kalır. Saniye de zaman içerisinde bir yolculuk yapar ve hayatınızda geçmişe, o kokunun karesine gidebilirsiniz.
    
     Kimi zaman bir mutfakta güzel bir kutu gördüğünüzde,  tarçınlı kurabiye kokusu gelir burnunuza. ‘Kurabiye kutusu’  kelimelerden öte anlamı olan bir cümledir sanki. 

Küçük bir çocuk için, boyunun bir türlü yetişemediği mutfak tezgahının en uzak köşesinde bulunan, ağzı kapalı olduğu için, içinde ne kadar kurabiye olduğunu kestirtemediği bir kutu, o an için hayatının en büyük hedefi haline gelebilir. Boyundan büyük bir sandalye takır tukur sürüyerek çekilir, büyük bir çabayla üzerine çıkılır, belden yukarısı tamamen tezgah üzerine yapışacak şekilde kutuya uzanılır. İçi her daim dolu olan fakat çeşiti sürpriz olan kurabiyelere ulaşılır. Daha bitmedi; sıra da süt var. Aynı sandalye, yine aynı usul çekilir, bardağa ulaşılır, ulaşılamazsa da sorun değil, kutusundan da içilir süt.
 Buz gibi süt ve yanında da kurabiye. Kim bilir şansı yaver giderse bebekli veya arabalı, ayıcıklı kurabiyeler de olabilir. Nedense onları yemesi daha zevkli olur. Önce ayıcığın kulağından başlanır, ya da ayaklarından. Anatomik olarak, parça parça yenir. Göbek kısımları da hep en sona kalır.
  
    Bayram denilince de ilk buruna gelen, temizlik kokusudur sanırım. Misafirin gelip gelmemesi, evin temiz olup olmaması sorun değildir. Bayramdan önce yapılan en son temizliğin adı ‘Bayram Temizliğidir’. Halılar balkona atılır, perdeler yıkanmak üzere çıkarılır, evde her an taşınılıyormuş havası yaratılır. Her köşeden ayrı gelen buram buram deterjan kokusu, ev pis olsa bile yine de temizliğin adıdır. Tabi kafası bir şeylerle sarılı, ortada vızır vızır koşturan, yorgun ama azimli bir kadın resmini de   bu ‘Bayram Temizliği’ karesi içerisinde unutmamak lazım. 
 (Bugün Kayra böyle bir kare içerisinde akşama kadar ortada gezdi. Her şey kaldırıldığı için öğle uykusunu mama sandalyesinde uyumak zorunda kaldı ama memnundu ki her zamankinden uzun uyudu. Ya da sıkıldığı için uyudu kim bilir. Bir ara içeride deterjan kokusu olduğu için hırkasıyla birlikte balkonda buldu kendini. Gülümseyerek yüzüme bakıyordu.)

    Salep kelimesi, yağmuru da beraberinde çeker getirir, bizim evde. Dışarı da puslu bir hava ve yağmur varsa eğer, hemen salep yapılması gerekir. Sıcacık salepinizi alırsınız elinize, camın önüne oturur, hem yağmuru izlersiniz hem de dışarıda kaçışan, koşturan insanları. Burnunuzda salep ve üzerindeki tarçın kokusu.Evde yağmura yakalanmanın en güzel tarafıdır bu kesinlikle.
Tabi ki 'Arabada yağmura yakalanma' resmi de var elimiz de. 

  Ilık bir gece, dışarıda hafif yağmur, öndeki araçların kırmızı fren ışıkları, yağmurun ıslattığı ön camda, etrafa bulaşmış. Derinden gelen hafif bir müzik. Herkes sessiz. Yol hiç bitmesin, hiç bir yere dönmeden, upuzun gidelim duygusu hakim herkeste. Ortamda ıslak kokusu...   

    Aralık ayı, kar, soğuk, mandalina, örgü sepeti, yün, şiş, battaniye, çay, çekirdek, ve tv. Çoğu kadının hayalidir bu. Dışarıda lapa lapa kar. Her yer tatil edilmiş. Ev bir türlü ısınmıyor. Örgünü alırsın, kareli battaniyeyi dizine çekersin, yanında da çaydanlık. Bir taraftan tv izlersin bir taraftan örgü örer çay içersin. Ama tek başına zevkli olmaz, birde kız kardeş lazım battaniyenin altına. Böyle bir resimde burnumdaki koku kesinlikle mandalina kokusudur. Bu en aptal ama en zevkli kar tatili hayalidir. Örgü örmeyi beceremem ama sırf bu kare için kesinlikle bir sepet yünüm ve şişlerim vardır.  Erkekler bu resimdeki yün ve şişi meyve ve çekirdekle değiştirebilirler aslında.

   Kokulu kelimeler. Sihirliler. Son zamanlarda Kayrayla hayatımız da her şey sihirli. Kayranın sihirli çorbası, Kayranın sihirli oyuncakları, Kayranın annesinin sihirli ekmekleri. Bir sürü hikayemiz var, hepsi de sihirli.

‘Sihirli’ kelimesinin ise kokusu yok, sadece sesi var. Aynı yerde asılı, bir sürü minik kristalin, hafif rüzgarla birlikte, birbirlerine çarptıklarında çıkardığı ses sihrin sesi işte.

   Biz ilk önce resimlerin içerisinden geçiyoruz, yaşayarak. Geçerken de etiketliyoruz kareleri.

   Kimileri  olumlu, eğlenceli, pozitif, lezzetli etiketlemeyi tercih eder.Bir süre sonra onların karşısına böyle sihirli kelimeler gelir.  Kimileri ise… 

3 yorum:

Feride dedi ki...

Güzel olmuş Deyyan. Kokulu kelimeler...farkedene tabii. Farketmeye her halükarde fırsat bulana.

HAKAYDE dedi ki...

Her paragraf apayrı hikayelere gebe aslında ama bir araya geldiklerinde de farklı bir lezzet oluşturdular sanki... Teşekkür ederim..

sek güzeli dedi ki...

hayatımın en kokulu kelimilerini düşünmeye sevk ettin bir anda =) sanırım hayatımın ennleri mandalina deniz veeeee tarçınlı kurabiye, tarçınlı kurabiye hayatımın huzurudur, mandalina kelimesi en eşsiz kokular getiren kelimedir bana=) kış demek mandalinadan başka bir şey olamaz hayatımda =) ehh denizde apayrı benim hayatımda

Yorum Gönder

Siteden yapılan alıntılar tek koşul altında izin kapsamındadır: Alıntı yapılmadan önce izin alınmalı,alıntı yapıldıktan sonra, sitenin adresi görünür ve okunur tarzda yazılmalıdır. İzinsiz ve kaynak belirtilmeden yapılan alıntılar, özellikle de yazıların başka isimler altında yazılmış gibi gösterilmesi,5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
 
Powered by Blogger