Sayfalar

11 Aralık 2012 Salı

Sıradışı Düşünme Eğitimi


     Akıl, beyin, zihin, zeka, düşünce gibi kavramların ne oldukları hangi çerçevede değerlendirilmeleri gerektiği daha net olarak belirlenemedi. Bu nedenle de her gün karşımıza farklı bir araştırma çıkabiliyor. Herkesin bildiği bir şey var ki insana dayalı keşifler her zaman soyuttur. Soyut olan her kavram da tartışmaya açıktır. Ve hiçbir zaman soyutun sınırları yoktur.


Bu nedenle ben çoğu zaman her insanın kendi kâşifi olabileceğine inanıyorum. Benim kaşiflik serüvenimin yakın zamandaki sorularından birisi “Düşünmek öğretilebilir mi?”  Tamam beynin çalışması, öğrenme teknikleri, hafıza teknikleri  ve destekleyici becerilerle ilgileniyorum ama hepsinin temelinde  yatan şey düşünmek.

Soruyla başlar her şey.   Soru olmadan ne bilgi, ne öğrenme, ne düşünme, ne de keşifler olamaz. Bütün buluşların tohumudur  sorular. Bunun içinde bir adım geri atıp “Soru sormak bir beceri midir?” diyebilirim. Kesinlikle beceridir.  Peki bu beceri kazanılır mı yoksa doğuştan mı gelir?  İşte olayın püf noktası burada: Sistem şöyle işler “ Her insan bu beceriye doğuştan sahiptir, sonrasında dış etkenler tarafından kaybettirilir ve şansınız varsa sıra dışı birileri tarafından tekrar kazandırılabilir”. Asla doğuştaki doğal beceri seviyesine ulaşmaz ama yine de azımsanmayacak duruma gelebilir. Herkesin sıradan düşündüğü bir toplumda soru sorabilen bir birey kesinlikle  üst seviyelerdedir zaten.

Soru sorma becerisi  aynı zamanda beyindeki bilgi kayıt mekanizmasını harekete geçirir. Bunu anlamak çok kolay, şöyle düşünülürse:  soru soran bir beyin zaten kapıları açmış bekliyordur bilgiyi. “İstek” öğrenmenin ilk şartlarından birisidir. İstemeyen bir kişiye asla uzun vadede kalıcı bir eğitim veremezsiniz.  Çünkü onun beyni otomatik olarak kayıt bölümünü kapatmıştır. Bilgi geçici depolara gönderilir, kısa sürede istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz ama uzun vadede silinir. İşte “soru sormak” merak ve isteğin ifadesidir.  Soru soran düşünür, düşünen öğrenir.

Dahi insanları birbirinden ayıran en büyük özelliklerinden biriside soru sorma yetenekleridir. Ne kadar sıra dışı, şartlanmalardan uzak ve bağımsız soru sorabilirler ise bir o kadar ileri gidebilirler. Bu bize şunu gösteriyor ki  soru sorabilmekte  düşünüldüğü kadar basit değil.
İşte olayın kopuş noktası da burada bence.  İnsanların beyinlerindeki  düşünceleri çevreleyen kalın duvarlar arttıkça sorular küçülüyor . Buna paralel olarak da düşünce sistemi sıradanlaşıyor.  İnsanlar sıradanlaşıyor.

Hayal kurabilen bir insanın beyninde asla kalın duvarlar olamaz. Hayallerin özgürlüğü asla düşüncenin esaretini  kabul etmez.  Hayaller sınırsızdır. Bunun tadını almış bir beyin asla sıradanlaşamaz.

Bu düşünceleri benimsemiş anne ve babaların çocukları her zaman özeldir. Onlar bilir ki düşünmeyi bilmeyen bir çocuğun zeka derecesinin bir önemi yoktur. Çünkü o zeka bir işe yaramaz.  Amaç çocukların daha zeki olmalarını sağlamak değil aslında amaç kendi ellerimizle yok ettiğimiz düşünme yeteneğini tekrar iade edebilmek. 

Evet bence düşünmek öğretilebilir. Bunu öğretebilmek için önce soru sormayı öğretebilmek gerekir. Bu ilk bakışta çok anlamsız veya zor gibi görünse de aslında tahmin edilenden çok çok daha kolay. Soru sormanın yolu  hayal kurmaktan geçer.  Korkusuzca sınırsız hayal kurabilen bir çocuk bilin ki sıra dışı düşünme yolunda ilk adımı atmıştır. Yine unutulmamalı ki hayatımızdaki konforu  sıra dışı düşünebilen çocuklara borçluyuz. 

Sıra dışı çocuklardan büyümüş insanlar olmasaydı bu yazı sizlere ulaşamazdı. Hayalleri engellenmiş her çocuk aynı zamanda düşünme hakkı elinden alınmış birer kaşiftir.  

Anne babalar çocuklarının zekalarını ve başarılarını desteklemek adına yaptıkları şeylerle aslında onların düşüncelerine duvar örüyorlar. Eğitim sistemi ve toplumsal kültür de bunu desteklediği zaman sıradanlık ister istemez kaçınılmaz oluyor. Sıradanlık çoğu insana güvenli ve zararsız görünse de aslında öyle değil.  Tam aksi sıradanlık hayattan kaçıştır. Yaşamaya cesareti olmayan insanların sığındığı kılıftır.

Dünya sıra dışı düşünen hayalperest beyinlerin kontrolündedir.   













   

0 yorum:

Yorum Gönder

Siteden yapılan alıntılar tek koşul altında izin kapsamındadır: Alıntı yapılmadan önce izin alınmalı,alıntı yapıldıktan sonra, sitenin adresi görünür ve okunur tarzda yazılmalıdır. İzinsiz ve kaynak belirtilmeden yapılan alıntılar, özellikle de yazıların başka isimler altında yazılmış gibi gösterilmesi,5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
 
Powered by Blogger